YAZILAR

   
BİR MÜSTEŞAR DAHA
 

9 Ocak 2004  günü  akşamı  Star TV’de Ceviz Kabuğu’nu izledim. Konu Eğitim Bakanlığının  açmayı tasarladığı ve tüm hazırlıklarını yaptığı anlaşılan Sosyal Bilimler Liselerinde okutulacak olan Osmanlıca dersleriydi.

   
POETİK KÜLTÜRÜN ETTİKLERİ
 

İkibinli yıllarda popüler kültür,  coğrafyamızın  her noktasında yaygınlık kazanırken bir yandan da derinlikler elde ediyor. Buraya çok iyi bakmak  gerektiğine inanıyorm ben.

   
TARİH VE TİN İÇİN
 

joel kovel’in son haftalar içinde istanbul’a geldiği ve  bir konferansa katılacağı  gazetelere  haber olarak yansıdı. kovel’in, tarih ve tin, özgürleşme felsefesi üzerine bir inceleme  adını taşıyan yapıtı, ayrıntı yayınları arasında çıkmıştı daha önce. yapıt, türkiye toplumu için ilginç  bir yerde duruyor.

   
YAPISALCILIK BAĞLAMINDA TAHSİN YÜCEL
 

Tahsin yücel’in yapısalcılık adını taşıyan bir yapıtı bulunuyor.  yapıtın onun sanatsal çalışmalarında önemli bir yeri olduğunu sanıyorum. Bu önem yapısalcı yöntemin  onun romanlarıyla öykülerinde geniş  ve rahat bir biçimde uygulama alanı bulmuş olmasından geliyor.

   
KÖKLERİ DERİNLERDE OLAN BİR ŞİİR
 

Selim TEMO, Batman’lıdır. Batman, Güneydoğu Anadolu bölgesinin bilinen bir kenti. TPAO’nın  tesisleri burada  bölgenin en önemli devlet yatırımları olarak dikkat çekiyor.

   
BİR SOLUKTA OKUNUVEREN, DÖNÜP DÖNÜP ÖZÜMSENEN ÖZKAN MERT ŞİİRİ
 

özkan mert’in  van gölü savunması adlı yapıtı  bir koşu,  ne ki  hep dönülerek okunuveren; okundukça  özümsenen;  özümsendikçe de üzerinde derinleşme isteğiyle   alevlendiğiniz  şiir yapıtlarından...

   
HİLMİ YAVUZ'UN YAZILARI BAĞLAMINDA ŞİİRE İLİŞKİN DEĞİNMELER
 

hilmi yavuz’un zaman gazetesinde yayımlanan yazılarını  ilgi ile ve sürekli olarak internet aracılığı ile izliyorum. yazıların önemli bir bölümünü ise yazıcıdan alıp üzerinde düşünüyor, çalışıyorum.

   
FELSEFE VE ŞİİR
 

felsefenin şiire tahakküm ettiğini söylüyor hilmi yavuz. bu savını  da  oryantalizm bağlantılı olarak  “avrupa’ya ait bir felsefe geleneğinin bize ait şiir geleneği üzerinde  hegemonya kurması, olsa olsa, modernleşmenin, bu ülkede bir tür  oryantalizm olarak hayata geçirildiğini kanıtlayan yeni bir örnek sayılabilir, başka bir şey değil! “ biçiminde açıklıyor söz konusu yazısında.

   
ŞİİR İÇİN ESKİZLER - 7
 

şöyle yazmışım:  şiirleme,  *aklın, sınır ötesi bir atılımıdır.  *burada bilinmeze anlam vererek bir sonsuzdan bir başka sonsuza açılan kapıdan çıkıp, yorum yapan, kendini dile getiren  aklın  işleyişini görüyor.

   
ŞİİR İÇİN ESKİZLER - 6
 

Ozan Arif Damar, Akif Kurtuluş’un Aşk ve Katil başlıklı şiirini  ayın şiiri olarak seçmiş. Akif Kurtuluş’un bu şiirinde eğemen olan söylemi  Necmi Zeka’nın şiiriyle karşılaştıracağım.Bu karşılaştırmadan şiir söylemine ilişkin ilginç saptamalar çıkarabileceğimizi  düşünüyorum.

   
ŞİİR İÇİN ESKİZLER - 5
 

mihail bakhtin, şiirsel sözün gizini şöyle açıklıyor: “.....sözcükle nesne....ve sözcükle özne arasında, aynı nesneye.....aynı temaya ait yabancı sözcüklerden oluşan  esnek ve genellikle  içine sızılması güç bir ortam bulunur. sözcük,tam da bu özgül ortamla  yaşadığı canlı etkileşim sürecinde  bireyleşebilir ve biçimsel bir şekil alır."

ŞİİR İÇİN ESKİZLER - 4
 

raymond williams,“ gerçekten izm olmayan tek izm, eleştiridir.” diyor. ’izm’i bir kavram olarak düşünün. eleştirinin de öteki ‘izm’ler gibi bir tür ideoloji olduğunu söylüyor. eğer ideolojiden söz ediyorsanız, o zaman o ideolojinin  tüm yanlarını ele alıp değerlendirmek ve ona yandaş bulmak zorundasınız. eleştiride ise böyle bir zorunluluğunuz yoktur. yaptığınız şey,  kimi duruşları ve düşünceleri şu yanından ya da bu yanından ele alıp irdeleyerek bilimsele ve sanatsala yaslanıp size göreliği saptamaktır.

ŞİİR İÇİN ESKİZLER - 3
 

yazın’ın dinamizmi dergi sayfalarındadır. o dinamizmin gücü şiirlerdir. ocak/şubat 2003’ün kimi dergilerinde yayımlanan şiirleri bu açıdan  gözden geçirmek istiyorum.

ŞİİR İÇİN ESKİZLER - 2
  “wittgensteın, asıl büyülenme, etkilenme ve yanılsamanın yol açtığı  kafa karışıklığı ile ilgileniyordu” deniyor.  ‘kafa karışıklığı’ kavramı, büyülenme, etkilenme ve yanılsama ile ilişkilendirilmiştir.  bu üç durumun  açık- seçik ve doğru düşünmeyi engellediği ileri sürülüyor.
ŞİİR İÇİN ESKİZLER - 1
  “filozoflar dünyayı yalnızca değişik biçilerde yorumladılar, oysa sorun onu değiştirmektir". bu saptayım, felsefe ile şiir  ayrımına  bence önemli ölçüde parmak basıyor.  dünyayı değiştirme ve yeni bir dünya kurma şiirin işi.  değiştirme  algılamayla başlıyor.  algılama  diyalektik ölçüler içinde olmaktadır.. diyalektik,  değişimi  gerçekleştiriyor.. olumsuzlamanın ikinci aşamasındaki  sentez, artık yeni bir dil olarak bir kat daha değişerek gelir. o, dünyayı "öyle de" görüp anlamak ve kavramak  olanağı bulunduğunu göstermektedir.
ELEŞTİRİ GEREKİR Mİ?
 

Milliyet Pazar ekinde ozan Ülkü Tamer’in ‘Seçme Özgürlüğü başlıklı bir yazısı çıktı. Yazıda Tamer şunları söylüyor: “Edebiyat değerlendirmesinde nasıl nesnel olunur,benim aklım almıyor.”

KENAN MÜMTAZ AKIŞIK SÜREKLİ ŞİİR ÜRETİYOR
 

sürekli şiir üreten bir ozan kenan mümtaz akışık. bunları yayımlamamış  olsa bile sürekli şiir üreten biri. bilgisayarının başında  şiir için oturmasa yaşamayacak sanki. halen yayımlanmış yedi şiir  yapıtı var.

AHMET ÖZER ŞİİRİNİN TEKİLLİĞİ
 

ahmet özer, şiirinde hep kendini yazıyor. şiirinin öznesi kendisi, nesnesi  de  sevgili... tüm şiir yapıtlarında orada duruyor. kendisinin öne çıkması yahya kemal örneğindeki gibi  ‘nutuk atan bir öne çıkış’  değil; hatta  ileri atılmış bir adım bile değil...bu,  özer’in dünyayı algılayış ve kavrayış biçimini ortaya koyan  bir yapılanma.

ARZU AYÇİÇEK'İN ŞİİRİ
 

arzu ayçiçek’in menekşeli avlular’ını okuyorum. şehrinizde kalamam, ilk yapıtı. aradaki  iki yapıtını göremedim. menekşeli  avlular son yapıtıdır ozanın.

G.THOMSON’IN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
george thomson’ın dilimize cevat çapan tarafından marksizm ve şiir(verso y., Ank. 1987) adıyla çevrilen yapıtı, şiir konusunda bir referanstır. ingiliz şiiri üzerine kurulmuş bulunan yapıt, evrensel bakış açıları da getiriyor. 
TODOROV’U OKURKEN
Todorov’un Poetikaya Giriş’i yayımlandı. Poetika kavramı aslında şiirle ilişkili bir kavram. Şiirle ilişkili olan demektir. Todorov, düzyazı ve şiirin dayandığı kuramları ortaya koyduktan sonra, bunların tümüne poetika diyor. Kavram böylece yazınsalı da kavramış oluyor.
POETİK KÜLTÜRE GEREKSİNİM VAR MI?
yücel kayıran, Adam Sanat’ın aralık 2001 sayısında bu sorunun altını kalınca çiziyor. "kendimize ait olandan vazgeçmemek mantığı türk şiirinin dibinden akan bir izlek olmuştur"(poetik yarılma,s.58) diyor.
YAZIN EĞİTİMİ VE DİVAN ŞİİRİ
Son günlerde yazılı ve sözlü medyada Sayın Eğitim Bakanının liselerimizdeki yazın eğitimine ilişkin ilginç ve önemli açıklamalar yaptığını öğrendik.
OKURKEN DÜŞÜNÜRKEN - II
türkiye’de ilk yılbaşı, 1829’da istanbul’da ingiliz elçisinin bir ingiliz gemisinde verdiği ziyafet ve baloda kutlanmış. osmanlı vekilleri o akşam yatsı namazlarını ‘tersane divanhanesi’nde "eda edip" gemiye geçmişler ve sabaha dek orada eğlenmişler.
OKURKEN DÜŞÜNÜRKEN - I
mete tuncay konuşmasının bir yerinde ayşe düzel’e “bizde anarşist fikir hiç gelişmedi. herkes devleti ıslah etmeyi düşündü.”( radikal gazetesi, 25 aralık 2000, mete tuncay’ın neşe düzel’e verdiği röportajdan...) diyor.
  BATAİLLE VE ŞİİR
Bataille, Lanetli Pay’da (Mor y.,Ankara,1999) şiiri “bir kayıp durumunun dile getirilme biçimine uygulanan şiir terimi” olarak tanımlıyor.
   
CEMAL SÜREYA İÇİN
Şimdi, Cemal Süreya’ya bakalım. Yıl 1959. C.Süreya Mülkiye’de öğrenci. Üvercinka yayımlanmış.
Sanat çevreleri allakpullak oldular.
İMGE DÜŞÜNCESİ
Bachelard, insan doğasının temel gücünün imgelem olduğunu ileri sürer. İmge,sözle ortaya konurken bir simge kullanılmışsa ya da bir simge aracılığı ile anlatılmak istenmişse bir estetik oluşturulmaya çalışılmış demektir.
MODERNİST REFLEKS ÇERÇEVESİNDE
Ergin YILDIZOĞLU, Yaşasın Modernist Refleks (telos,y.,İst.1997) adlı yapıtında oldukça çarpıcı görünüyor.Ne ki bu görünüş onun kimi savlarını tartışmaya açmayı önleyemiyor.
ŞAİR DÖN ŞİİRİNE ARTIK
Başlığa aldığım bu tümce, Yenibinyıl Şiir Bildirisi’nin savsözüdür.
ŞİİRDEN HOŞLANMA
Okuyucusunun şiire dalıp gitmesi o şiirden hoşlandığını gösterir.
Hoşlanma,duygusal bir davranış; yaşamın o mekan ve zaman dilimine uyumu demektir. Hoşlanılan şiir hem oluşum hem de okunma aşamalarında bir uyum getiriyor.
ŞİİRE ÇALIŞIRKEN
Kuantum kavrayış / İdeoloji-politika-şiir... / Yine mi Sartre? / Örneğin...İkinci Yeni Kuşağı var mı? / Adorno’suz olmuyor...
BİR KENTLİ KIZIN ŞİİRLERİ
Şiiri bir kentlinin dünyasının,yaşamının bir tür dışavurumu olarak algılamanın ve onu böyle yorumlamanın şiirin yapısına en azından koşut bir anlayışı kökleştirmeye çalışmak demektir.
Erdoğan, ANATANRIÇA ile bunu yapıyor.
İZLEĞİN YEDEĞİNDE OLMADAN
Sarnıç’la’ Satıcı, terörü gerçekten şiir boyutları içinde, gözlemden betimlemeye ve çokboyutluluğa değin tüm dengeleri düşünerek ve başarılı bir biçimde kurmuştu.
MODERNİZM VE TÜRKİYE ŞİİRİ
Şiir, popüler kültürün bir öğesiymiş gibi ele alınmakta ve kullanılmaktadır. Bu kullanıma yapıtta hiç dokunulmamıştır bile. Bu konuda bir tür sessizliğe bürünmenin ve şiirimizi, kavramlara boğarak açıklamaya çalışmanın altında, ona bakışımızda ve değerlendirmelerimizdeki yaklaşımın dönüştürülüp değiştirilmesi gerektiğinin ayrımına varılmasının istenmediği yatmıyordur umarım!..
YİNE ŞİİR İÇİN
Tarihsel yapıların ve mimarinin şiire ilham kaynağı olması, onun genellikle betimlenmesi ve o biçimiyle geleceğe belki de daha gözde olarak yansıtılması ve yaşamasının sağlanması amaçlanmaktadır. Böyle bir yaklaşım, şiire yansırken salt betimin olabildiğince öne çıkmasını sağlayan bir yaklaşım olmaktan öte gidemiyor. 
HÜSEYİN ALEMDAR’IN DİL ALANI İÇİN BİR DENEME
Hüseyin Alemdar, şiirlerinde anlambilimden yararlanmasını biliyor.
Şiirini anlambilime yaslanan bir yeni mantık üzerine oturtuyor. Bu tutumu ona güçlü bir şiir kurma olanağı veriyor. Yeni anlambilimsel yapı yeni bir dil kazandırıyor.
Anlambilime yaslanması Alemdar’a ikinci bir olanak daha kazandırmıştır. Düşünceyi şiirindokusuna yedirmek... Hiç duyumsatmadan düşüncenin çıplaklığını kapatmasını biliyor. Bu durum, onun, şiirin sözcüklerle yazıldığını çok iyi kavradığını gösteriyor.
ŞİİRİN DİBİ
21.yüzyıla girerken Türkiye şiirinin geleneksel /tarihsel /dinsel derinliklerle uğraşarak izleğin gölgesinde, diyalektikten uzak ve bir tür sayıklama ürünü gibi alımlanmasının getirdikleriyle iç içeyiz. Bu durumun şiirimizde bir sorunlar yumağı oluşturduğunu anlamak zorundayız. 
AÇIKLAMALAR
Ben bunu hep yapıyorum. Ve severek yapıyorum...
SAHİ, ŞİİR YAŞAMIN NESİNE, NERESİNE VURUYOR?
Ozanların, “yapmadıkları şeyler üzerine konuşan.... aşırı insanlar....” olduklarının söylenmesi ve “şair sözü elbette yalandır” sözleriyle anımsanmaları nedensiz midir sanıyorsunuz? Sahi, neresine/nesine vuruyordu? Tükenmezliğine ve sürekliliğine değil mi?.
ANARŞİ VE ŞİİR
Mete Tuncay konuşmasının bir yerinde Ayşe Düzel’e “Bizde anarşist fikir hiç gelişmedi. Herkes devleti ıslah etmeyi düşündü.” (Radikal Gazetesi, 25 Aralık 2000, Mete Tuncay’ın Neşe Düzel’e verdiği röportajdan...) diyor..... bu belirleme hemen şiiri anımsatıyor.
ABDULKADİR BUDAK NEYİ YAZIYOR?
Abdülkadir Budak, ilk şiirlerinde daha yeni ve çağdaş bir yaklaşım ve algılama ile yeni bir dil üzerine oturarak yeni bir şiir yazmıştır. Günümüzdeki şiirlerininse duygusal yoğun oluşu; olayları ve durumları, yer yer yanlış ve çağdaşlığa karşıt bir yaklaşımla kavrayışı; eskimiş sesleri, imgeleri ve biçimleri seçip kullanması; tema/izlek ağırlıklı olmayı sürdürmesi insanı şaşırtıyor!..
BEYİN VERİMSİZLİĞİ
Kenan Mümtaz Akışık, Beyin Verimsizliği adını verdiği inceleme ve araştırmasıyla önemli bir yapıt ortaya koymuştur.Sık sık başvurulacak bir yapıt İslam Dünyasında Beyin Verimsizliği.
İÇ İNSAN
İç İnsan, bağımlılıklarını en aza indirgeyen bağımsız insandır. O, dış ve geleneksel bağların etkilerinin bağımsızlığını en alt düzeyde etki altına alabildiği insandır. 
OZANLAR VE ŞİİRLER ARASINDA
Orhan Tüleylioğlu, Şavkar Altınel ve Mehmet Çetinkaya'nın şiirleri..... 
BİR BATMANLI OZAN SELİM TEMO
Selim Temo'nun şiiri şaşırtıcı bir şiirdir. Buluşları ve o buluşlarını şiirleştirmesi karşısında hem düşünür hem de afallar insan.
ŞEVKET YÜCEL İÇİN
Onun gibi, Anadolu'yu ve onun toprağını, insanını; o toprağın canlı ve cansızını çok iyi tanıyan, salt tanımakla da kalmayıp onları sımsıcak sevgisiyle bağrına basanı/ basabileni nereden bulacaksınız?
  OKURKEN VE DÜŞÜNÜRKEN
Edgar Morin, İdea Politika'nın Bahar 2001 sayısında, lise ve dengi okulların eğitim izlencelerinde yapılması düşünülen çalışma hakkında kimi açıklamalarda bulunmaktadır. 

 

ANA SAYFA    YORUM     GERİ

Bu sitedeki eserler yazarın izni olmadan herhangibir şekilde kopyalanamaz veya yayınlanamaz.

Yazıların her haklı saklıdır.