İMGE DÜŞÜNcesi
Muhsin
Şener
Bachelard,
insan doğasının temel gücünün imgelem olduğunu ileri sürer.
İmge,sözle ortaya konurken bir simge kullanılmışsa ya da bir simge aracılığı ile anlatılmak istenmişse bir estetik oluşturulmaya çalışılmış demektir.
Estetiğin imge ile birlikte düşünülmesi gerekiyor. Estetiğe katkısı olmayan bir imgenin hangi simgelerle anlatılmaya çalışılırsa çalışılsın önemli olmadığı anlaşılıyor.
Aslında imgeyi oluşturan şey bilgidir.
İmge halindeki bilgi, özel biçim almış bir bilgidir. O bilgi en uygun kuullanım yerini şiirde bulur. Bilgibilimin imgeyi kurarken kullandığı yöntem her ozana göre değişiyor. Bechelard buna ‘mikroskopik bilgibilim’ diyor.
Bechelard’a göre, bir yeni şiirsel imge ile bilinç altında bulunan bir imge arasında nedensel bir bağıntı yoktur. O, duyu organları ile ulaşan bir itkinin, geçmişin yansıması olamayacağını kabul ediyor. İtkinin geçmiş ya da uzak geçmişle olan ilişkisi ancak, imgenin yansımasiyle, pırıltısiyle ortaya çıkıyor. Yansıma ve parlaklığın hangi derinliklere inebildiği bilinemiyor. Bunu ancak imge belirleyecektir. Bu alımlama biçimi imgenin kendine özgü bir dinamizmli olduğuna inanmak demektir. İmgeyi böyle alımlamak, onun kendine özgü bir dinamizmi olduğunu da gösteriyor.
İmge,doğrnudan yaşanmış bir olgu olarak ele alınmalı ve öyle çözümlenmelidir. Bilgibilim bu olanağı sağlıyor.Böylece onu bir ruh çözümlemesi gibi irdeleyebiliyoruz.
Bechelard, çağdaş şiirin,sözün anlamını önceden kestirilemez kılarak özgürlüğü şiir aracılığı ile dilin yapısına taşıdığını ileri sürüyor. Bunu belki de bir çağdaşlık öğesi olarak benimsediğini göstermiş oluyor böylece. Çağdaş şiirin, özgürlüğü bir organik yapı olaraka okuyucunun önüne şiir halinde koymakla yetinimiyor ayanı ızamanda onu okuyucunun bilincini doğrudan eetkileyen bir ana öğe olarak göstermiş oluyor.
Bachelard’ın imge konusunda söylediklerinden yüryerek gelinen bu noktada şiirin bireysel,bireysel olduğu kadar toplumsal ağırlığının nereden kaynaklandığını da gösteren bu nitem çok iyi analaşılması gereken bir yapılanmanın altını çiziyor. Şiir okunmak zorunluğu olan bir yapıdır. Hem de çok okunmak. Salt hoş olduğu, güzel söylendiği için değil. Bsöyle bir gerekçeye bağlanması şiirin değerini azaltıyor. Oysa, şiiri özgürlük anlayışını yapıısına organik bir öğe olarak koymuştur.Yani özgürülük şiir dilinin oluşturulması sırasında bir kimya olarak kullanılmıştır. Okuyucu bu kimyanın kendi bilincindeki altüst olmalara neden eolan esas öğe olduğunu anladığı,kavradığı an şiir önemli bir işlev görmüştür. O nedenledir ki herkes şiir okumalıdır. Şiir okuunması dalga dalga tüm insanları birey birey ilgilendirmeli ve bu bireeylerin sayısı her gün artarak tüm toplumsalı kapsayan bir genişliğe kavuşmalıdır. böyle bir geanişlik giderek derinlik de kazanacağından şiirin getirdiği organik özgürlük yapısallığı kişilerin ve tabii giderek toplumsalın bir ayrılmazı haline geleceğinden önemli bir insansal yapılanma gerçekleşmiş olacaktır.
Bu sitedeki eserler yazarın izni olmadan herhangibir şekilde kopyalanamaz veya yayınlanamaz.
Yazıların her haklı saklıdır.